ANA SAYFA

2013 - 2014 eğitim öğretim yılında tüm öğrecilerimize, öğretmenlerimize ve velilerimize başarılar dilerim.
Cemil COŞKUN
İl Eğitim denetmeni
GELDİ GEÇTİ ÖMRÜM BENİM
Geldi geçti ömrüm benim şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle geldi şol göz yumup açmış gibi
İşbu söze Hak tanıktır bu can gövdeye konuktur
Bir gün ola çıka gide kafesten kuş uçmuş gibi
Miskin âdem oğlanını benzetmişler ekinciye
Kimi biter kimi yiter yere tohum saçmış gibi
Bu dünyada bir nesneye yanar içim göynür özüm
Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi
Bir hastaya vardın ise bir içim su verdin ise
Yarın anda karşı gele Hak şarabın içmiş gibi
Bir miskini gördün ise bir eskice virdün ise
Yarın anda sana gele Hak libâsın biçmiş gibi*
Yunus Emre bu dünyada iki kişi kalur derler
Meğer Hızır İlyas ola abı hayat içmiş gibi
Erich Fromm; 'şiddet'e ya da 'barış'a yatkın ruhsal yapıları ikiye ayırıyor: 'ölüm severlik' ve 'Yaşam severlik'.
Ölüm severler için gelecek değil, geçmiş önemlidir. Hiç bir zaman gelecekte yaşamaz, hep geçmişte yaşarlar. Onlara göre yalnızca iki cins insan vardır: Güçlülerle güçsüzler, öldürenlerle öldürülenler....
Bir toplumda 'ölümsever' kişilik yapısının yaygınlaşması ölçüsünde şiddet ve baskıyı önlemenin, hoşgörü ve barışçı bir ortam yaratmanın zorlaşacağını söyleyebiliriz. sağlıklı bir kişilik 'yaşam sevgisinin' ağır bastığı kişiliktir. Kişiliğin oluşumunda çocukluk yılları belirleyici olduğuna göre; çocuklukta yaşam sevgisinin gelişebilmesi için en önemli koşul, onun 'yaşam seven insanlarla birlikte' bulunmasıdır. 'İnsan enerjisinin çoğu, saldırılara karşı yaşamı savunmak, açlıktan kurtulmak için harcanırsa, yaşama sevgisi engellenir ve ölüm sevgisi güçlenir.
Fromm, bir toplumu oluşturan bireylerde yaşam sevgisinin gelişebilmesini, en çok şu üç koşulun varlığına bağlıyor: Güvenlik,adalet ve özgürlük... Yani, toplumu oluşturan bireylerin canları ve onurlu onurlu bir yaşama elverecek 'maddesel koşullar' tehlike içinde olmamalıdır. Hiçbir birey , başkalarının amaçları için 'araç'olarak kullanılmamalıdır. Herkese toplumun 'etkin ve sorumlu bir üyesi' olma olanağı sağlanmalıdır. Yaşama karşı ilgisini yitirmiş bir insanın 'iyiliği seçebilmesi'nin umulamayacağı unutulmamalıdır.
Fromm'da doğruluyor ki; 'Adalet yoksa, barış da yoktur'. Barış sözle ya da çağrıyla değil uğrunda verilen mücadele ve emekle gelir. (Kaynakça:Kışlalı,A.T. Siyaset Bilim- Açık Öğretim Yayınları)

BÜYÜK OLMAK İÇİN…
Büyük olmak için kimseye iltifat etmeyeceksin,
Kimseyi üstün görmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın,
Ülke için gerçek idealin ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin.
Herkes sana karşı çıkacaktır, fakat sen bunlara dayanıklı olacaksın.
Önüne sonsuz engeller yığacaklardır, fakat sen bunlara karşı dayanıklı olacaksın.
Kendini büyük değil, küçük sayarak,
Kimseden yardım görmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın.
Bütün bunlardan sonra da sana “büyük” derlerse
Söyleyenlere gülüp geçeceksin.
Mustafa Kemal ATATÜRK
ÇOCUĞUM, ÇOK ZEKİSİN, BU BELLİ;
FAKAT ZEKÂNI UNUT, DAİMA ÇALIŞKAN OL.
M. Kemal ATATÜRK
Büyük olmak için kimseye iltifat etmeyeceksin,
Kimseyi üstün görmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın,
Ülke için gerçek idealin ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin.
Herkes sana karşı çıkacaktır, fakat sen bunlara dayanıklı olacaksın.
Önüne sonsuz engeller yığacaklardır, fakat sen bunlara karşı dayanıklı olacaksın.
Kendini büyük değil, küçük sayarak,
Kimseden yardım görmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın.
Bütün bunlardan sonra da sana “büyük” derlerse
Söyleyenlere gülüp geçeceksin.
Mustafa Kemal ATATÜRK
ÇOCUĞUM, ÇOK ZEKİSİN, BU BELLİ;
FAKAT ZEKÂNI UNUT, DAİMA ÇALIŞKAN OL.
M. Kemal ATATÜRK